Etrafımdakilerin bana en sık sordukları soru:
"Evdeki pati sayısı kaç oldu şimdi?"
Mumuk The Kuduruk
İki basamaklı rakamlara geçtiğimizden beri bu soruyu hep geçiştiriyorum, ya da
*politically correct* cevaplar vermeye çalışıyorum. ;)
Niye kasıyorsam?
3. kediden sonra zaten
"manyak" gözüyle bakmaya başlamıştı herkes bize... ^_^
İşin aslı şu; hani siz bir hamur işi yaparken alabildiğine un koyuyorsunuz ya, heh biz de işte evimiz alabildiğince sokaktaki muhtaç durumdakilere açıyoruz kapımızı. ^_^
Ama artık bahçeli bir evde oturuyor olduğumuzdan, eskisi kadar zor olmuyor... Çoğu evi otel gibi kullanıyor zaten. Mesela
Sushi zillisi artık sadece yemek yemek için uğruyor, iki sevdirip kaçıyor. Bazı günler gelmiyor bile...
Torunlardan sadece
Avatar eve bağlı çıktı... O da garip bir bağlılık... Üst kapının önünde
"Açın şu kapıyyyaaaaa!" diye ağlar, açarız, koşarak çıkar... Hooop dışardan alt kapıya dolanır,
"Bu kapıyı da açıııııaaaannn!"... Ta ki bizi hayattan soğutana dek, bu şekilde bütün kapıların önünde isyandadır kendisi...
Son ütücü - Avatar ^_^
Cappy-licious
Bu kadar çok evcil hayvanla yaşamak elbette herkese göre bir şey değil... Tek bir hayvanın bile size nasıl bir sorumluluk yüklediğini düşünün... Bildiğin mesai harcıyoruz eşimle... Benim stüdyom evimin alt katı olduğundan, yani işim gereği kendileriyle daha çok haşır neşir oluyorum :) Ama zorlukları yok dersem yalan olur.
Doğal ortamında Sissy :)
En büyük sıkıntı tabii ki, temizlik! O_O Aslında çocuklarımı bahçeye salmadan önce sadece tüy problemimiz vardı... Onlar döküyorlardı, ben temizliyordum. Sonuçta kedi gerçekten de temiz bir hayvanat türü :) Şimdiyse tüy sorununa ek olarak, özellikle kışın, bir de çamur sorunumuz eklendi :) Hadi köpüşlerin patisini siliyorum dışardan girdiklerinde falan ama sıkıysa kedüşlerinkini sil :) Herhalde denesem hastanelik ederler beni ahahah ^_^ Zaten 10 küsür kedinin günde 1586 kez eve girip çıktığını düşünürseniz, matematiksel olarak da mümkün değil bu yöntem :)
(Hala tam kedüş sayısını söylemiyorum yalnız ;))
Nana, nam-ı diğer Nanik!
O sebeple daha kolay olan, evin ortasında duran vileda yöntemini kullanıyorum :) Her bir kedüş eve giriş yaptığında
"Kakılmıştır benim adım...!" anlayacağınız... :)
Mumuk'un pencere Qeyfi ^_^
Bir de bu kudurukları bırakıp bir yere gidememek gibi bir durum var tabii ki... Eğer şehir dışına gidilmesi gerekiyorsa eyvah! Birimizin evde kalması şart... Tatil falan? Zaten mümkün değil!
Sushi & Zeus
Sadece kedüşler varken yine de bir kaç gün bırakabiliyorduk da, Zeus'la Lulu'yu evde bırakıp gitmek diye bir alternatifimiz yok :)
Lulu & Zebuşka
Dışarı çıkan bir kedinizin olmasının bir diğer güzelliği (!) de, size olan sevgisini gösterme biçimi olarak, hediyeler getirmesidir... :/
Ben ki, bu eve taşınmadan önce böcek görsem tavana zıplardım, artık tam bir Amazon kadını oldum diyebilirim... Yukarıda görmüş olduğunuz gibi zavallılar bizim kedilerin kadrajına girdikleri an, işleri bitiyor... " Annecim sen bize çok iyi bakıyorsun, al ben de sana bunu avladım!" hediyesiymiş bunlar... Bence düşünmeleri yeter, gerçekten getirmeseler de olur!!! >.<
Aslında bu yazı daha çooook uzun sürer ama ben biraz yoruldum, şu Nanik gibi serileyim biraz koltuğa diyorum :)
Siz de bu arada tahmin edin bakalım, evde kaç kişi olduk biz en son?
^_^
peace
nora