Üzüm ve Ryuk, iyi kalpli insan Yaşar Murat Taşkale tarafından sokaktan kurtarılmış sevimli mi sevimli iki kedicik. Ancak onları diğer kedilerden ayıran en büyük özellik, internetin en komik kedileri olmaları!
Üzüm ve Ryuk, kendilerine ait ilginç bir üslupla hayatı Yaşar'a dar ederlerken, biz hayranları da keyifle maceralarını takip ediyoruz.
Onların hislerine tercüman olan Yaşar, büyük incelik göstererek, kendisiyle blogum için röportaj yapmak istediğimi söylediğimde, beni kırmadı.
Blogumu takip edenlerin default olarak kedi seven insanlar olduğunu düşündüğümden, bu röportajı kaçırmayacağınızı düşünüyorum ^_^
Nora Was Here gururla sunar... ;)
-
Üzüm, Ryuk, Yaşar ve Diğer Şeyler
- Üzüm ve Ryuk’u çok iyi tanıyoruz
da, Yaşar hakkında çok az şey biliyoruz, bize biraz kendinden bahseder
misin? Kaç yaşındasın, ne iş yaparsın, nelerden hoşlanırsın?
37
yaşındayım. İstanbul'da doğup büyüdüm. Üniversite de dahil tüm hayatım
burada geçti diyebilirim. Lisansta felsefe okudum, yaptığım işten dolayı
başladığım lojistik yönetimi yüksek lisansını yine iş yoğunluğundan
dolayı bitiremedim. Geçmişte kitapçılık, bar işletmeciliği, müzisyenlik,
gitar öğretmenliği gibi işlerden sonra son 8 yıl yazılım danışmanlığı
ve proje yöneticiliği yaptım. 1 yıl kadar hayvanseverlere yönelik bir
dergi çıkarttım. Okumayı, yazmayı, müzik yapmayı seviyorum.
- Üzüm ilk evcil hayvanın mı?
Küçüklüğümden itibaren kuş, balık gibi evcil hayvanlarım olmuştu. Kendi evim olunca kedi sahiplenme düşüncem hep vardı, o yüzden Üzüm'den önce bir erkek sokak kedisi sahiplenmiştim.
- Kızların diyaloglarını yazmaya nasıl başladın? Onların gerçek hayattaki davranışlarından ilham alıyor musun?
Aslında
herkes gibi ben de sosyal medyada kedilerin dilinden yazılan
monologları okur eğlenirdim. Üzüm'den önce evde bir erkek kedim vardı ve
Üzüm'le de bir süre yaşadılar. Onu kaybettiğimde kendi kendime "keşke
onunla daha fazla konuşsaydım" diye düşündüğüm olurdu zaman zaman.
Muhtemelen o üzüntüyü bir daha yaşamamak adına karşılıklı konuşmaya ve
yazmaya başlamış olabilirim. Tabi işin mizahi yönü de başlı başına bir
motivasyon kaynağı oldu. Yazarken onların gerçek karakterlerinden
kesinlikle ilham alıyorum. Hatta bir yandan büyürlerken karakterlerinin
gösterdiği gelişimi dahi yansıtmaya çalışıyorum bir parça.
- Üzüm ve Ryuk ile ilgili paylaşımlarına yapılan, sana en ilginç gelen tepki ne oldu?
Çok
fazla at hediye edildi bugüne kadar. Başlarda daha ilginç geliyordu
fakat şimdilerde normal karşılıyorum. Çok güzel bir şey bir yandan.
- Sence Üzim ve Ryuk’un bu kadar sevilmesinin sırrı ne?
Bunun
üzerine biraz düşündüm aslında. Çünkü bugün, başlangıçta
öngöremeyeceğim kadar çok sevildiklerini görüyorum. Sanırım en önemli
etken samimiyet. Bir yönüyle doğal bir ev hali var ve bunu insanlar
yakın buluyor. Bir de metinlerdeki hem mizahi hem dramatik yön önemli
bir etken olmalı. Bu anlamda ben de kendimi diğer insanlardan
ayıramıyorum pek. Ben de çok gülüyorum ve hüzünleniyorum okurken.
Samimiyeti de bu doğuruyor sanırım. Popüler olmak yahut ticari bir
kaygım hiç olmadı.
- Geçtiğimiz haftalarda Üzüm ve Diğer Şeyler adlı kitabın yayımlandı, hemen ardından da 2.baskı geldi bile, nasıl hissediyorsun?
İlk
3 haftada 3 baskı yaptı ve biraz şaşırdığımı söylemeliyim. Aslında bu
kadar satabileceğini tahmin etmiş olsam da bu kadar hızlı satacağını hiç
düşünmezdim. Bir yandan çok mutlu oldum fakat diğer yandan bunun,
yaptığım paylaşımlardaki amatör ruhu bozmaması için daha fazla gayret
göstermem ve üzerine düşünmem gerekiyor.
-
Üzüm ve Ryuk’un konuşma şekilleri adeta yeni bir dil oluşturdu.
Paylaşımlarının altındaki yorumlara baktığımızda, hayranlarının bu dile
gayet hakim olduklarını ve kusursuzca(!) konuştukları Üzümceyi
kullanmayı çok sevdiklerini görüyoruz. Tahmin eder miydin bir gün bu
dilde bir kitabının basılacağını?
Başlarda
aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama zaman geçtikçe ve artık daha fazla
benimsendiğini, hatta sosyal medyada Üzüm ve Ryuk dilinde şakalar
döndüğünü gördükçe daha çok alıştım. Çok güzel bir duygu benim için.
- Üzüm ve Ryuk’un Yaşar’dan daha çok tanınması hakkında ne düşünüyorsun?
Geldiği
nokta itibarıyla buradaki dengeyi olması gerektiği gibi kurabildiğimi
düşünmüyorum. Demek istediğim şey, bence onlar biraz daha ön planda
olmalılardı. Eğer başlarda bu noktaya geleceğini bilseydim kendimi biraz
daha gizleyebilirdim. Bu sadece göz önünde olmanın hoşuma gitmiyor
olması da değil. Mizahi bir şeyler üretiyor olmak benim bir yönüm, fakat
sadece bununla biliniyor veya bilinecek olmak beni biraz rahatsız
ediyor. Bir yandan da onların artık kitap olması dolayısıyla malesef
işin bir de medya kısmı var. Bir yerden sonra isteseniz de kendinizi
daha fazla çekemiyorsunuz.
- Kızların önümüzdeki maceraları hakkında spoiler istesek biraz?
Onlar
için yazdığım bazı şarkılar var ve onları kaydedip yine kızların
görüntüleriyle videoklipler yapmak istiyorum aslında. Kesin olmamakla
birlikte yine onların başrolde olduğu uzun öyküler paylaşabilirim diye
düşünüyorum.
- Ve son olarak en merak edilen konuyu sormak zorundayım… At alacak mısın kızlara? :)
Neden olmasın :)
12.02.2016, İstanbul
by Nora Jartan
Ne kadar güzel sorular hazırlamışsın. Özet, kararında ve karşıdakinin anlatmasına fırsat veren:) Daha link'i açarken röportajı okurken keyif alacağımı biliyordum ama soruları bu denki güzel görünce dikkatimi çekti:) Gideyim de Üzüm'lü Ryuk'lu klibi bekleyeyim...
ReplyDeleteSevgiler<3
Yaaa okuduğum en tatlı röportajdııı. Çoook teşekkürler Nora sen olmasan böyle güzel şeyleri nereden okuyacağız acaba.
ReplyDelete:) şahane bir röportaj olmuş ellerinize sağlık :)
ReplyDelete