Monday, 30 March 2009

Crossin' Stitchin' Oh Yeah / 2





Sonunda bitti... Çok sürünmüştü elimde ama güzel oldu... Üstümden de yük kalktı resmen =)


Evdeki dandirik koltuğun üstüne pek yakıştı ben de çanta yapmaktan vazgeçtim... Kullandığım stencil örneği internetten bulmuştum kime ait bilmiyorum... Etaminin en güzel tarafı bu, istediğiniz imajı photoshopta pixellere ayırıp işleyebilirsiniz :D


Bir sornaki projem farklı renklerden oluşsun istiyorum.. Henüz aklımda pek bişi yok ama gittikçe daha zor şeyler yapmaya çalışıcam..











-----------------------------------------------------------------













Bu arada, MuMuk efendinin yeni favori mekanıyla tanışın... Evimizde, büyümeyi reddeden bir yaratık olması bazen çok sevimli oluyor.. Gerçi bizim evde büyümeyi reddeden bi de kocam var ama o en azından böyle kendinden küçük mekanlara girmeye çalışmıyor... =)





2 gündür burda uyuyor MuMuk... Servise hazır bir şekilde çanakta =)











Bu da kuşbakışı görünüm...
Rahatsız duruşuna aldanmayın, beyfendi pek memnun halinden...



peace.

nora.

tasarruf zamanı


photo by Murat Suyur

Bu kadar kir toz bir gecede temizlenemez tabi ki... Ama tasarruf amaçlı bazı ampulleri söndürdük =)





Dün gece vatandaş tartışıyor...





Akp'li vatandaş : Biz oy kaybetmedik, bazı emanet olan oylar yerlerine gitti...


Akp'li olmayan vatandaş: Akp de bize emanet, Amerikanın emaneti, o da gidecek...





Yorumsuz.

Sunday, 29 March 2009

Oyverenlerin çok olsun evladım...


Çarşaf çarşaf pusulalar... Aman öyle bir katlayayım ki mürekkep ampule denk gelmesin telaşı derken... bitti bakalım... heyecanla bekliyoruz... Umut kaldı mı dersen, ne yalan söylim pek de kalmadı, çırpınışa döndü bizimkisi...
peace.
nora.

Saturday, 28 March 2009

fresh (h)air...

Şeytan diyo, yine git kazıt saçları...



Yıkaması ayrı dert... taraması ayrı dert... kurutması eziyet...



Ama dur ya, gelecekteki olası bir depresyon anına saklim saçlarımı... O tarz durumlarda soluğu kuaförde almak en büyük rehab...



Konuyla ilgili yüzyıl önce çekilmiş bi fotoyu da yapıştırim hemen...



Çakma Hülya Avşar gibiyim mübarek....




Peace.



nora.

Friday, 27 March 2009

BenBuZihniyeteSokağı.


Biz buraya taşınırken "Zümrüt Sokak" idi. Geçenlerde "Sokağğğıııı" olmuş. Bilseydik taşınmazdık. Bence "sokaaaaağğğğğ" olsun.
Peace.
nora.

Seçim Tacizi

Ben anlamıyorum, kim veriyo benim cep + ev telefonumu da Ampulden insanlar "beni" arayıp propagandalarını yapıyolar? Hayır kimi kime şikayet etmeliyim?



Bi de.... Seçim döneminde reklam kampanyalarına harcanan parayı uçuca koysan üçüncü köprü olurdu hey gidi....


Ne Muhtarlıklar Gördüm İçinde Muhtar Yok...

Vallahi 4 farklı şehirde yaşadım, ne zaman muhtara işim düşse bi kere koltuğunda bulamadım yahu... Ya kapıya bi yazı asar, ya kepenkler yarıya indirilir olmadı yerine birini oturtur ama o biri muhtarın kaşesini kullanmaya yetkili olmadığından tek işlevi ; " Bi yere kadar gitti, gelicek" cümlesini yarım ağız sarfetmektir... Muhtars on the run....

Thursday, 26 March 2009

MontajSondaj

Ya dün gece o kadar çok bobiler.org 'a takıldım ki, heves yaptım bi tane de monte ben yapim diye... Çok acemice oldu ama ilk deneme için fena diil... Daha güzel fikirlerle daha çarpıcı imajlar harmanlayıp komik şeyler yapabilirm. İnanıyorum kendime. O zamana kadar bunla idaremsi.

Türk Devrim Tarihi bu dönem en keyif aldığım ders oldu bugünki sınav öncesi 5 saatlik çalışma sonucu... Sabahın 7sinde kaldırdım Mewique'i... Bir Kuyaş Sınavı Öncesi Klasiğimizi yaşamak için... Bağ pastanesinde çılgın bi kahvaltı eşliğinde bi yandan geyik yapa yapa pek zevkli oldu... ( Gerçi Mewik rejimde ben tıkındım nonstop, o izledi ) Bi de uyumadan gitmeseydim daha da eğlenirdik ama olmaaz... Sınavlara son dakkada çalışmak nora'nın şanındandır...


Sadece sınav olayı diil tabi... Mesela seçim öncesi kimliğimi yenilemeyi de son dakkaya bıraktım tabiki... Evlendiğimden beri değiştirmemiştim 2 yıl olcak nerdeyse :D Yarın şimdi işin yoksa eşşşşşeeeeek gibi sıra bekle :D


Bu arada daldan dala atlıyorum ama, hani bir şekilde ilginizi çekiyorsa, =şu= adresteki pdf'yi açıp 1839-1939 yılları arasında neler olmuş bir gözatabilirsiniz... Bi gözatabilirsiniz dediğim de kalıncamak bir kitap... 400 küsür sayfacık...


Ayy bu arada galiba bize yine bi iş çıktı gibi, sınıftan arkadaşlarım saolsun ayarlıyolar :D Yine turistlerle haşır neşir olmaca.. kapris çekmece, pratik yapmaca... Du bakalım olur umarım...


Off nasıl uykum var, içtiğim kahve bile uykumu getiriyotti...


Ne zaman bu kadar çok uykusuz kalsam, kafam güzel oluyor... Ama pek de olumlu anlamda değil sanırım :S


Gidim biraz blog gezim, resmen merak ediyorum ne oluo milletin hayatında... :D


AAA Mewie de sonunda kandı sanki, bu gece açıcak sanırım blogunu... ohhh... bi de Handeyü kandırsam misyonumu tamamlamış olucam... Handeeeeeğğğğğğ!!!!!!!!!


That's all folks....

Cheers.

nora.


Daily Reminder : Bir daha asla 129T'ye binme.

Monday, 23 March 2009

in the hands of time.



Geçen gün 3 saatlik bir boşluk vardı hayatımda. Bu fotograflarla doldurduk.
Ne iyi ettik.







Ve daha fazlası DA'da.





---------------------------------------------------------------

Bu arada kayınvalidemden dikiş makinası sözü aldım yaza kendi tasarımlarımı seri üretime dökebilicem inşallah :P ( bkz. ortada fol yok yumurta yok )

Yavaştan sınavlar başlıyor, ne sıkıcı. :S



peace.
nora.

Sunday, 22 March 2009

MiMlenmeyengillerden misiniz?



" Ayyy, aslında hiç hoşlanmıyorum şu mim olayından ama Ayshe, Gulchin, Haççe mimlemiş madem ben de gösterim çantamın içindekileri....bik bik bik..."
Nasıl yalan ya. Hayatı boyunca bu anı beklemiş gibi, bütün rujlar itinayla dizilir markaları görünecek şekilde; kremler losyonlar havada uçuşur... O hoş çantaların hiçbirinden de toz, gereksiz kağıt, kimlik, ehliyet vs. çıkmaz.. Demek ki bu hatunlara lazım olmuyor kimlik falan, maxfactor eye liner ı gösterince trafik cezası falan ödemiyorlar...

Ben de makyaj yapıyorum her gün... Hatta bakkala bile gitmem makyajsız ama çantamda bi tane ruj yoktur, saçma çünkü 10dk da bir sigara içiyorum, onu mu tazelicem :D

Neyse, kimse alınmasın kırılmasın ama yani birbirimizi kandırmayalım :D Tamam çantalar makyaj malzemesi doludur, inanırım ama, sadece onlar olamaz o bavulumsu şeylerde :D

Bi kere 2 kadından birinde mutlaka orkid vardır ( hijyenik ped diil evet evet orkid; anlam genişlemesi diye bişi var). Hatta bu yüzdeye güvenerek ben şahsen taşımam, nasılsa bulurum birinden diye:D

Ayrıca kuzum para da mı taşımazsınız siz? :D Ya da ne bilim böyle işe yaramaz, gereksiz bişiler çıkmaz mı çantanızdan sizi şaşırtan "oha bunun ne işi var yaa?" dedirten?

Valla ben az önce çantamı yere boşalttım, içinden çıkanlar pek ilgi çekici şeyler değil ama en azından gerçekten içinde olanlardı ^^

Kimse mimlemesin istemem ayy ben sevmem öyle şeyleri ama madem ısrar ettiniz gösterim madem.... :P
1 - Çantanın ta kendisi.
2- Selpak. Anlamicak bişi yok.
3- Kıştan beri çantanın içinde sürünen eldiven.
4- Geçen gece okuldaki kokteylden yanlışlıkla çantamın içine giren (!) kadeh.
5- Kalemler. Ikea'dan itinayla kalem yürütülür.
6- Defter. Her öğrenciye lazım.
7- Öğrenci kartı, akbil, kredi kartı vs.
8- Hava kondansatörü. Şaka lan. Telefon. Bakim okuyo musun diye şeettim.
9- 3 kuruş para.
10 - Anahtarlar.
11- Sigara. Sağlığa zararlıymış, öyle diyolar.
12- PSP. Artislik olsun diye değil valla, yanımdan ayırmam.
13- Sümüklü peçete. Bence bu da sağlığa zararlı.
14- Kulaklık.
15- MouMouque. Ne alaka demeyin, bizimki açık çanta gördüğü an içine giriyo. Deli işte.

peace.
nora.

Thursday, 19 March 2009


Harddiskten çıktı, belki de yıllar önceki bi konuşma:

y3k dit :60.000 ytl'lik kredi alırsan
y3k dit :ve 5 yılda ödemeyi tercih edersen
y3k dit :ayda 1.400 civarı bi şey ödüyorsun.

nora dit : ıghh

nora dit :tabi bizim aldığımız 70i unutuosun

y3k dit :eheh evet

nora dit :biz zaten bi 1500 ödüoz her ay

y3k dit :o zaman 100 yılda ödeme seçeneğini düşüneceksiniz

nora dit :aheuhae
nora dit :2 katı kredi sahibi olup 10 yıla bağlasak ayda 1500 e denk gelmio mu hocam düz mantıkla? hehe

y3k dit :bankalarının mantığı da "düz" ama senin dediğin, sıfat olan düz değil. fiil onlarınki.

----------------------------------------------

beni sevmeyen ölsün


Şimdi tabi bi önceki posttaki talebime cevap gelmedi sanıyosunuz siz "0 yorum" yazıyo diye... Halbuki 2 yeni izleyici katılmış ve açık söylim, kendilerini tanımam etmem... hoşgelmişler.. Demek ki burda sadece tanıdıklar yok, PMS'imden rahat rahat bahsedemicim... Eee tabi diğer yüzlerce röntgenci kimliklerini açıklamak istemediklerinden saygı duyuyorum... Egomdan zırnık eksilmedi yani... hıh... (yalandan kim ölmüş?)

----------------------------------------------------------------------------

Haftasonu Béa + sevgilisi + Mewal bize gelio, şaraplar alındı... Bi de yemek yapcak adam lazım :S

----------------------------------------------------------------------------
peace.

Tuesday, 17 March 2009

omg wtf dude

Uzun bir aradan sonra bugün dişe dokunur bişiler yaptım ya, oh be.

Okul çıkışı, Su konferansı için İstanbul'a gelen konukları The Marmara ve Marmara Pera'dan toplayıp Esma Sultan Yalısı'ndaki davetlerine götürdüm... Altıma resmen bi otobüs çektiler.. Böyle sorumluluk falan... Birbirinden Fransız 40 yaş üstü insanlar çocuk gibi sürekli sorular sordular, ben de mükemmel (!) fransızcamla muhteşem artisliğimi harmanlayıp, sıkıştığımda ingilizce döktürerek ortaya karışık bir rehber oldum =) Sorunsuz ve beklediğimden çok kolay geçti.. Hatta nerdeyse eğlendim bile.. Bi de üstüne para alıcam oohh...


Ama bu gecenin highlight'ı kesinlikle, çocukluğumdan beri garip bir hayranlık beslediğim muavin koltuğuna oturma şerefine nail olmaktı... Şimdi bütün otobüs benden soruluyo ya, o koltuk bana taht gibi geldi, tam da beklediğim gibi... Zaten dev gibi camın hemen arkasındasın, manzara muazzam ... Bi ara gözüm muavin mikrofonuna da kaydı ama fransızcama güvenemedim şebeklik yapmak için :D Bi de konuklar öyle eğlenmeye gelmiş sıradan turistler olmadığından yemedi yani... Ama o koltuğa oturdum ya, bir sonraki hedefim mikrofon =) Otobüs içi karaoke parti gibi hain planlarım var...




Karaoke dedim de... bence bi gözatın ya inanılmaz zevkli şu site... Bu haftasonu kocacımla baya eğlendik rezilcemesine şarkı söylerken =)




----------------------------------------------




Şimdi ben böyle blog blog gezmeyi artık kendime iş edindim... Düzenli olarak gezdiğim, sessizce takip ettiğim hayatlar var... Bir an geliyor yazdıkları bazı şeylere kayıtsız kalamayıp, yorum yazıyorum ve kendimi salak gibi ifşa etmiş oluyorum... Halbuki röntgencilik daha güzel...




Sonra aklıma geldi acaba benim blogu da röntgenleyen birileri var mıdır diye... Hafife alınmayacak dozdaki egomun gazıyla dedim tabi ki vardır, olma mı_?... Her ne kadar bu blogu açarken "aman da dünya alem beni okusun" dan çok, "yaw bi günlük tutim, böyle çevremdekiler zırt pırt aman beni niye aramıyosun, aradığımda niye açmıyosun, öldün mü, kaldın mı? gibi bıdı bıdı yapcaklarına okusunlar, öğrensinler" gibi bir amaçla yola çıkmıştım... Sonra tabi blog dünyasına daldım ettim... Baktım ya dantel, tığ, yemek tarifi blogcusu ya da entel, anlaşılmaz, kaotik zırvalamacısı olmak lazım... Şimdi bunların hiçbirini aşağılayamam, bir nebze bünyemde vardır hepsinden... ama illa ki okunmak için bunlar mı lazım ya? Bana kalsa, sırf tanımadığım birinin hayatını gözetlemek bile yeterli takip etmem için... Standartlarım çok mu düşük acaba?


Tabi şöyle de bir şey var; ben edebi metin yazıyor olsam(belki yazıyorum bilemezsin) neden bunu blogumda harcim? Madem bir kitleye ulaşması gerektiğine inandığım bir şeyler üretiyorum, bari kaymağını yiyeyim diyerek yayımcı falan ararım herhalde... Neyse, asıl konu bu değil...




Asıl konu; gerçekten pek/hiç bir şey anlatmayan bu blogu beni tanımayıp takip eden var mı? Varsa delikanlı gibi çıksın ortaya... Söz bi güzellik yapıcam, böyle jest falan... Valla lan.




Arkadaşlarıma Not: Olm bakın kimse çıkmazsa anonymous girin bişiler yazın, rezil etmeyin beni!






Off amma çenem düşmüş bugün..




Gittim ben.
peace.
nora.

Friday, 13 March 2009

bookworm :S




Bu dönem Türkçe dersi alıyorum. İnsana zorla müthiş kitaplar okutuyor hocamız sağolsun =) Dün belki de hayatımda ilk defa bi oturuşta 200 sayfadan fazla okudum. Beni buna zorlayan hain yazar, Oya Baydar ve eseri "Sıcak Külleri Kaldı". Aşk hikayesi süsü verilmiş politik bir roman. Şiddetle tavsiye edilir.

Şu aralar okul vasıtasıyla okumam gereken çok şey var, o yüzden yine Oya Baydar'ın "Kedi Mektupları" adlı eserini çok merak etmeme rağmen, yaza ertelemek durumundayım. Ama sizin böyle bir probleminiz yoksa buyrun okuyun, bana da haber verin nasıldı? :D

İlginizi çektiyse sizi şöyle davet edeyim...

Sıradaki kitap Nedim Gürsel'in "Boğazkesen"i. Heyecanla bekliyorum :S



( Gittikçe inekleşiyorum ben ama hadi bakalım...)

Wednesday, 11 March 2009

template kabusu

Son yarım saattir uğraştığım işe bak... Efendim neymiş, içime sinen bi template bulamamışım, bu masaüstü çakması template çok dağınıkmış bik bik bik... kendim kaşındım... sayısız denemeden sonra dedim bloggerın kendi sade siyah zemininde huzur bulayım ama o zemine sümük gibi yapışıverdim :S Ben zart zurt template değiştirirken, bi sürü fotograf, yandaki ıvır zıvır bişiler kayboldu sanırım :/ Ama yok hak ettim ... yaldızlı pekiyi bana !

Üfff neyse biraz daha kurcalim, gidenin arkasından ağlim falan...

shit.

nora.

Monday, 9 March 2009

B.O.R.E.D.O.M.

Nothing goes around. Therefore, nothing comes around.
Karma has just left the building.

--------------------------------------------------------
Denizcim "değişim" demiş... Aşktan öte; aşkın evrildiği an. Valla insanın evrilesi geliyor =)


photo taken by me.

Dedicated to Deniz+1