Saturday, 30 May 2009

Böghk.

Çiğdem Tunç'la Mehmet Ali Erbil'in beraber takıldığı günler geldi aklıma, bi tuhaf oldum :S

Monday, 25 May 2009

Arazi.....





MouMouQue gibi şaşkınsınız bu aralar biliyorum bu kız niye bişi yazmıyo artık diye =)




Bu aralar pek ortalıkta yokum idare edin =) Ben bitmeden şu sınavlar biterse dönüşüm muhteşem olacak. Yok be. Muhteşem değil de, dönücem işte bi şekil. 2 fotograf koyim ayıp olmasın.




Aaaa bu arada, wordpress'e olan merakım dolayısıyla şöyle bişi çıktı ortaya. Tadından yenmiyor. Keşke diyorum orda açsaymışım ilk blogumu da. Kocaman fotolar yükleyebiliyorum ye-hu ! Fotoblog yaptım onu da, vaktiniz varsa buyrun buyrun ---> norawashere


Peace.
nora.



Saturday, 16 May 2009

Çakma Issız Adam & Faşo MuMuk'un zenci kardeşi



Mwhauha çok kötüyüm ben :D



Geçen gün Eminönü'nde lens denerken çekmiştim bizim Mewikle Cücü'yü... Baya bi ıssız adam olmuş dayanamadım arkadaş arası monte yaptım =) Yalnız elime sağlık baya benzettim he =)



--------------



Ayrıca, bugün veteriner ziyareti vardı, anası kaptı kızını geldi... Bizim manyak kafayı yemeseydi ne güzel akşam bizde kalıcaklardı ama ıı-ııhh.. Yine tıslamalar... atlamalar, zıplamalar... Mecbur döndüler kendi evlerine...





Bugünlük bu kadar... Yeni bir güne geçtik ben hala uyumadım :S Gideyim zıbarayım azıcık.

Hayde.

nora.

Ne demiş Haris Pilton : That's hot.

Salonda yaz dönemine geçtik valla, bu ne sıcak lan. Halıyı kaldırmışken, odanın şeklini de bozalım dedik, böyle bi ferahlık geldi. Aile mensuplarına ithafen fotosunu da koyayım. Onlar merak eder öyle şeyleri.

Örovizyon



Türküm.

Doğruyum.

Eurovision severim.




Geçen yıl da bu cümlelerle bi yazı girmiştim.. Tuttum kendimi bu yıl güya ama dayanamicam =)


Çekirdekler alındı, TV karşısına geçildi, her çıkan ülkeye itinayla bok atıldı, birinin kıyafeti, birinin sesi, çok nadir de olsa şarkıları ( evet bu yarışma şarkı yarışması görünümlü başka bişi çünkü ), şovları, püsürleri eleştirildi...


Es bile vermeden non-stop konuştuğu ve şovu izlettirmediği için ve ayrıca her yıl usanmadan puanlar açıklanırken " kuzey komşular... tabi.. birbirlerine... hebele.. hübele..." ettiği için; Bülent Özveren'in artık emekliye ayrılması amaçlı temenniler dile getirildi...


Sonuç yine benim müzik zevkimle (!) alakasız bir ülkeyi sevindirdi, şaşırıldı, daha çok bok atıldı... Bütün bunlar olurken hep heyecanlanıldı...


Geleneksel örovizyon akşamı normal şartlarda seyirtti... (seyirt buraya !?!)*


Şimdi ben normalde utanmasam evin salonunda türk bayrağı sallayarak izlerim bu yarışmayı, çocukluğumdan beri çok severim. Yıllardır da kaçırmam izlerim... Çok kötü şarkılar, şarkıcılar gördük hep beraber, yine de vazgeçmedim izlemekten. Seviyorum işte o heyecanı.


Ama bu gece (ve hatta yarı final gecesi) büyük hayal kırıklığına uğradım. Hadise'ye çıkış parçasından beri oldukça beğenerek yaklaşan ben, yarı finaldeki performansını (!) görünce ağlicaktım. Hastaymış. Geçmiş olsun. Stres altındaymış. Hangimiz değiliz ki?. Ama "showbiz" be güzelim, o baskıya strese dayanamicaksan bulaşmicaksın, sonuçta ben niye gitmiyorum oraya? (gerçi canlı performansını gördükten sonra bi umut doğdu bende, katılsam mı acaba :P hem ben stres falan olmam, rahat insanımdır =) ) Yani ben onu bunu bilmem arkadaş =) Sonuçta sahne deneyimi olan, bu işi profesyonelce yapan bi insansın, bi sesin çıksın yahu...


Ha şimdi ben bunun üstüne anti-hadise miyim? Yoo... Yarışmadan önce benim için ne idiyse hala o... Ha ama elime bedava bileti de geçse konserine gider miyim? I-ıh.. gitmem. Bu halini görmesem, beleş olduğu için belki giderdim ama ^^


Aman da kıza çok yükleniyolar demeyin sakın, sonuçta Kenan Doğulu gibi türk pop müziğinde önemli bi isim olup da tey tey dönmek de vardı türkiyeye =) şeykidapşekerim aklıma geldikçe gülüyorum =) Ona da yüklendik.. bişi olmadı.. duruyo hala.


Bi de bişi daha itiraf edeyim, ben o Norveç'in şarkısı çıkınca "az tipe bagh mwhuaha" deyip mutfağa sigara içmeye gitmiş bi insanım. Adamı 1. yaptılar. Öyle çok ciddiye almayın söylediklerimi.


peace.


nora.






Wednesday, 13 May 2009

FIMO mania


İşte kocamın FIMOyla yaptığı ilk şaheser ^^ Sen o kadar yıllarca tasarım oku, ömrünü yaratmaya ada, ama eline bi parça polimer kil geçince yaptığın işe bak :D Şaka maka gerçekçi oldu şimdi allah için ^^


Benim şaheserlere gelince :


Ortaya karışık diye buna derim ben :D McDo patitis, spagetti ve
çakma sushi =)


Şu yumurtayı bi pişirebilsem boynumdan çıkarmicam :D


Bu da klasik cupcake denemesi... Fena olmadı gibi...


Hani anlaşılmıyosa belirtim : sucuklu yumuyta :D


Bu sushiler enlemesine oldu biraz çaktırmayın ^^

Başka 1-2 bişi daha var ama fotografını çekmemişim.. Şimdi de acaip üşeniyorum... Bi sonraki posta koyarım artık...
Yahu resmen sınır sizsiniz hesabı o kadar çok şey var ki yapılabilecek :D Eminönünden küpe zımbırtısı, bi sürü deri falan aldık oralarıma buralarıma ascam bu fimoları ben bundan sonra ehueh :D
Bence ilk deneme için gayet iyi gidiorum.. Becerirsem ben bu işi ticarete dökerim arkadaş ^^
Peace.
nora.

Gezelim görelim


Geçenlerde aniden gaza gelinip Eminönü'ne gidildi... Ekip Mewie, Cücü ve benden oluşuyodu.. Ben bildiğin yerli turisttim, toplasan 3 kere gitmemişimdir oralara.. Süper geldi, çok eğlendim... Az para harcayıp bi sürü ıvır zıvır aldık =) Fotolara geçelim...











Bir ara Hayyam işhanına gidip objektif/lens vs. baktık... Hay bakmaz olaydık, kaç gündür uyku uyuyamıyorum :D

Ooooh ne güzel fotolar çekiyorum diyodum ki.... Geçen gün makineyi kurcalarken 1600 ASA'da bırakmışım bütün fotolar grenli çıktı :O Neyse bu da bana ders oldu, bi daha da bırakmam :D

Mewikle süper gaza geldik FIMO aldık bi sürü :D Off nasıl zevkliymiş yahu bu FIMO olayı =) Tabi benim evde fırın olmadığından henüz yaptıklarımı pişirip takamıyorum ama manyak şeyler yapmaya başladım bile:D

Bu küçük boyların tanesi 1.30 tl... Turhan Kırtasiye diye bi yerden aldık ama tam nerde sormayın hayatta tarif edemem :D
Şimdilik bu kadar.
Ciao.
nora.

Saturday, 9 May 2009

sweet child of mine



İşte bu fotografı çektiğimiz gece konuşmuştuk Denizcimle... Yaşımız geçiyo, çocuk yapalım, birbirine yakın zamanlarda hamile kalalım, doğuralım, takılsınlar beraber... Bir barın tuvaletinde konuştuk. Hani o konuşmayı ciddiye almadığımdan değil de, kapıdan çıktıktan sonra kafamdan uçtu tabi bu düşünceler... Bu konuyla ilgili felsefeme geri döndüm hemen; "Çocuk yapmak g.t ister... İşte o g.t de bende yok.. " =) Valla lan. Yemiyo yani. Ha doğursam kralını bakarım, o ayrı... Ama hazır hissetmek lazım. Sosyal baskıya kanmamak lazım...

Bir yandan da istiyorum ki erkenden getireyim bu müthiş(!) dünyaya yavrumu, aramızdaki nesil farkını kısaltayım... Hem mesela şimdi Denizcimi falan gördükçe heves yapıyo insan.. Ama yok ya, daha var o işe....

Şimdi ben böyle 26356235 kere düşünüyorum bi çocuk doğurcam diye... Sonra bakıyosun ampul tasavvuflu insanlar en az 3 çocuk pörtleyeceeeezzzz diye 3 ve 3ün katları takılıyolar... Sonra senin benim gibi insanlar bu güzelim yurdumda azınlık oluyo... Çok fena çok...

Şimdi değil, ama zamanı geldiğinde söz!!! En az 3 tane de bizden !!!! :P

Ya bu arada yazarken farkettim, "çocuk yapmak" ne çirkin bi ifade yahu =) "yaptık oldu" mwhauahauah :D



Büyüyünce hep şu yandaki çizimdeki gibi biri olacağımı sanırdım ama kocayı bulduk ya artık sırtımız yere gelmez... =) Gerçi O çizime bi de kocamı ekleyin aynı kediler kalsın... heh öyle olcaz biz işte :D

Ay neyse dağıttım konuyu.. Bu aralar dandik dandik yazıyorum zaten.. Kafam mevsim normalleri dışında seyrediyo....

Kendimi fransızcaya vermek istiyorum... Fransız blogları takip etmeye başladım, çok eğlenceli şeyler var... WoW'da fransız serverındaki karakterimi oynamaya çalışıyorum... Tuvalete giderken yanıma sözlüğümü alıyorum, 1-2 kelime ezberlerim diye:D Daha ne yapim yahu ? =)

Şu dönem de bitsin artık sıkıldım çok :S

peace.

nora.



Alıntı : http://www.bloglaurel.com/coeur/

Wednesday, 6 May 2009

nora is still here. :O

Dün akşama doğru uyanınca bu gece zıbaramadım doğal olarak. Şimdi uyusam bile kalkamam sabah derse... Ben en iyisi hiç uyumayım :D


Bi de sınavlara son dakikada çalışmak var... Bu 2 psikolojik durum anlatılmaz, yaşanır... Şimdi ben bilmiyo muyum, yarın uyumadan gidince okula mal gibi dolanıcam etrafta, ne dersten bişi anlicam, ne de günden?... Biliyorum... Sanki farkında değil miyiz ödevi son güne bırakınca yetişmicek??.. Farkındayım.. Ama işte sen hayatın boyunca düzenli tertipli bir insan olmuşsan, bunu anlayamazsın.. Ben de anlatamam... Anlatmaya bile üşenirim açıkçası... Gerçek tembel benim gibi olmalı işte.


Can sıkıntısı insana neler yaptırıyor... Bu boya kalemlerini bulmam hiç iyi olmadı :D İçimdeki "CinAli"yi durduramıyorum :D
Şimdi ben uyumicam(!) ya bu gece 35423654183754 tane post girersem şaşırmayın, anlaştık ?
Hadi bakalım...
nora.

nora était lá.


Hande'nin minderinde az da olsa gelişme kaydettim bugün... Ve bişi öğrendim : aynı motifi tekrar yapmaya kalkma nora !!! Çok sıkıcı oluyor... Zaten ben tek renk çalışmak istemiyorum, daha bi zorlayıcı bişiler istiyorum... Şu minder bitsin, finaller geçsin büyük projeler içine atıcam kendimi...


Dün gece elime boya kalemleri geçti bi gaza geldim, üstteki kendimi çizdim :D Komik oldu ama çizerken eğlendim baya... Üşenmezsem daha düzgün bişiler çizmek istiyorum hem blog için hem kendim için ... Ya da tasarımcı kocayı kandırmak lazım şöyle bi sanat eseri çıkarsın bana... Benimkiler ilkokul çizimleri kalıyo onunkilerin yanında :D

Şimdilik bu kadar efem... Bu aralar hiç evden çıkasım yok.. Bakkala gitmek bile işkence geliyo... Ama yarın okula gitmem lazım o yüzden zıbarim ben şimdi.

peace.

nora.

Monday, 4 May 2009

MuMuk ırkçı çıktı....




Efendim öncelikle yorumlarınız için hepinize birer birer teşekkür ediyorum... Ve lafı uzatmadan hemen son gelişmeleri aktarıyorum =)
MuMuk beyler yeni gelen bebişten hiç mi hiç hoşlanmadı... Daha önce hiç gitmediği yerlerde uyumaya, huysuzlanmaya başladı... Onları her buluşturma eylemimiz başarısızlıkla sonuçlandı... Rahat bırakalım biz karışmayalım dediğimiz zamanlarda da ikisinin de tıslama ve garip bir inilti çıkarma durumu söz kousu oldu ki, oldukça korkutucuydu... Biz yine de azimliydik.. Elbet alışırlar diyorduk ancak 1 gün içerisinde evin içindeki bu gerilim ve aksiyon inanılmaz yorucuydu... Sadece pisiler için değil, bizim için de :D En son, benim kucağımda ufaklık otururken, MuMuşkom ufaklığı farketmemiş olucak ki, mırıldanarak kucağıma zıpladı ve ufaklığı farketmesiyle tıslaması ve yere yuvarlanması bir oldu... Ben çok üzüldüm... İkisi de çok korktu çünkü...

Biz ne yapsak diye kara kara düşünürken, bi anda bi ampul yandı kafamızda :D MuMuk'un halası, yani görümcem kısa bir süre önce nihayet kendi evine çıkmıştı... Hem de bahçeli mustakil bir eve... Zaten gayet hayvansever bir görümceydi, allah dedik hemen "ev hediyesini" götürelim :D Ufaklığın mamasını ıvırını zıvırını topladık gittik... Amacımız emrivaki yapmak değildi tabiki, o yüzden bu bir tanıştırma gibi olsun dedik... Ama ben biliyorum tabi o bit kadar zilliyi görünce kabul etcek eli mahkum :D

Aynen de öyle oldu... "Ayyyyy bu ne böyleee.... ayyyy bakarız yaaa.... hem bahçe de var.... büyüyünce girer çıkar...." replikleri arasında kızımızı evlatlık verdik.... Tabi ben yine "şimdi bi 1 hafta falan deneyin, baktınız sıkıntı oluyo sizin için, ya da hayvan sıkılıyo siz işteyken falan, biz alıp MuMukun alışmasına uğraşmaya devam edebiliriz.." diye açık kapı da bıraktım ki, hani ulan nora yaktın başımızı durumu olmasın :D


Zeyneplerdeyken Nilaylar da geldi, bahçede mantı keyfi yapıldı... Zilliyi de azıcık serbest bıraktık bahçede, pek mutlu görünüyodu, içim baya rahatladı... Bugün de hemen aradım Zeynep'i tabi, nasıl geçti gece diye... Ufaklık yastıklarında uyumuş fosur fosur bütün gece, çok usluymuş, çok tatlıymış... Azıcık üzüldük tabi eşimle... Keşke bizimki çirkeflik yapmasaydı da büyük bir aile olsaydık diye ama.. Sanki böylesi ufaklık için de iyi oldu... Apartman dairesine tıkılmaktansa, hayvan en azından azıcık da olsa doğayla haşır neşir büyücek...
Biz de artık sık sık sevmeye gidicez:D Zilli sayesinde Zeyneplerle daha sık görüşürüz :D Zaten onlar şehir dışına falan çıksınlar bi an önce de ben gidim ufaklığa bakim diye can atıyorum :D
Veeee dönelim ufaklığı sepetlemenin haklı gururunu yaşayan MuMuk efendiye... Az şerefsiz değil yani, bıdırık evdeyken onun kokusu olan en ufak bi eşyaya bile tıslayan MuMuk canavarı, şimdi hayvancağızın yattığı kutuya giriyo oturuyo, bize şebeklik yapıyo... Resmen nispet yapıyo ya inanamadım =) Ama bi yandan da kucağımdan inmiyo, artık benim değerimi daha iyi anlamıştır diyorum :P Yine eski mutlu MuMuk moduna çok çabuk döndü ufaklık gidince...
Şimdi bizim pisicik bebekliğinden beri çok acı çekti, hep hastaydı... Başına gelmeyen kalmadı... Şu an çok mutlu bir kedi ve ben çok üzüldüm hayvan kendi evinde huzursuz olunca... Şu an harika bir çözüm bulmuşuz gibi geliyor... İnşallah öbür bebiş de rahat eder...
İşte böylee..... Bu maceranın da sonuna geldik gibi :D
Bu arada sonunda ancak dün akşam bi ara kaçıp Zeyneplerden buluşabildim Seda'yla... Bikaç saat oturup konsantre hasret giderdik... Yetmedi tabi.. Fotograf bile çekmemişiz ikimizde de makine olmasına rağmen :D
Ben eve dönüşte İstiklalden Ekincimin StreetArtFalan blogu için 1-2 kare aldım ama...

Peace.
nora.

Saturday, 2 May 2009

Kara Sevda.





Biz bugün kocamla bi halt yedik. Dur baştan anlatim.


Öğlen kalktım, Taksim'de Sedayla buluşcam, süslendim püslendim, çıktım evden. 2 apartman geçtim, bi viyaklama duydum. Sokağa park etmiş arabalardan birinin altından geliyo. Eywah dedim bi kediye bişi olmuş herhalde ağlıyo. Ama cidden bişi olmuş gibi ağlıyo. Çamur mamur demeden eğildim bakıyorum göremiyorum kedi falan... Bakkala sordum, teyzenin tepkisi :


"Ayy zabaahtan beri vik vik başımı ağrıttı al şunu götür nereye götürüosan !"


Bizim mahalle böylesi hayvansever işte. Dedim ne dion sen MarketTeyze yazıktır günahtır belli ki yavru ağlıo hayvan. Klasik bıdıbıdımı yaptıktan sonra yapıştım yere kedi arıyorum... O sırada bizim gibi bu mahalleye belli ki sonradan göç etmiş bir adam(cağız) çıktı pencereye, "evet ya sabahtan beri ağlıyo, süt falan koyduk çıksın diye çıkmadı... " dedi ve benim yere yapışık halimi görünce öyle süs püs sallamadan içi acıdı herhalde, çıktı geldi arabanın yanına. O sırada ben yavruyu gördüm. Ama nası bağırıo. Hiç susmak yok. 2-2buçuk aylık simsiyah bişi. Anladık ki ailesini kaybetmiş onlar bulsun kendisini diye çığlık çığlık... Bakındım ettim etrafa ama bulamadım ailesini... Bulamadığıma da azıcık sevindim açıkçası, dedim ahanda Mumuk'a kardeş geliyo...


En az bi 45dk cebelleştik yakalamaya çalıştık... Tam çıkarıyoruz arabanın altından hoop bi arkasındaki arabaya girio.. Bi de bi yerlere tırmanıyo arabanın neresinde bulamıyoruz... Kocacığımı aradım ben bu arada dedim gel çıkar şu veledi ben gidemiyom hiçbiyere, kaldım burda =) Kocam + hayvansever komşu bi 20dk uğraştıktan sonra zafer bizimdi... Kaptık getirdik eve...


Tabi bizim paşazadelerden Mumuk efendiye sıkıysa göster =)Önce sakladık hem pire vs. geçmesin bizimkine diye, zaten bizimkide hayatında kedi görmediği için algılayamadı... Sonra hemen götürdüm veterinere bu yavruyu... Genel sağlık durumu gayet iyiymiş, hiçbi problemi yokmuş.. Aşı pire damlası falan yapıldı karne çıkarıldı... (valla veteriner kendi çıkarda ben illaki bu zilliyi -evet zilli dişi çıktı- bakıcaz alıcaz demedim :D )


Sonra dedik müstakbel abisiyle tanıştıralım... Ama güvenli şartlar altında tabiki :D Malum Mumuk'un göbek adı canavar... Öteki zilli bit kadar.. elinde kalır valla... Koyduk ufaklığı taşıma çantasına, getirdik bizim oğlanın önüne koyduk... Hani 1-2 cilve yapar sonra sever falan diyoruz... Ayy o baldan tatlı Mumuk bir yaratığa dönüştü :D Nasıl tıslıyo :D Kocamda minik bebişin kokusu var diye kocama da tıslıyo :O


Hiç hoşlaşmadı yani bizimki.. Resmen huzuru kaçtı.. Biz de çok üzüldük.. Hem yalnız sıkılıyo diye ne güzel kardeş geldi diye düşünüyoduk biz :/ Veterinere sordum, zamanla alışabilir, anlaşabilirler ya da tam tersi Mumuk onu hiç istemeyebilir dedi :( Benim oğlumun gönlü geniştir doktur bey, sever, alışır dicektim ama çok bilimsel bir yorum olur anlamaz diye demedim...


Şimdi 85metrekarelik evde 2 kediyi birbirinden kaçırıyoz:D Aksiyon hat safhada yani :D Öteki zilli de nasıl meraklı ilk fırsatta Mumuk'a doğru koşuyo başına geliceklerden habersiz:D Şimdi ilk gün kokusuna alışsın Mumuk, yarından sonra resmen tanıştırmaya çalışıcaz... Ayy inşallah sorun çıkmaz ya.. :/


Ama sonuçta Mumuk'a da kendi evini dar etmek ayrı haksızlık... Ben diyorum 1 hafta bi deneyelim.. Baktık cidden olmuyo, ufaklığın hayatı tehlikede, onu evlatlık vermek için güvenli, tecrübeli ve tabiki en az bizim kadar hayvanları seven bir sahip ararız... (nooolur alışsınlar yaa vermek istemiom!!!)


İşte böyle arkadaşlar... Bana bi akıl verin, nasıl olcak bu işler.. Daha önce bu tarz bi deneyimi olan var mı aranızda? Evdeki yetişkin kedinizin yanına bir yavru evlat edindiniz mi hiç?






Bu arada bu hatun bildiğin zenci... Hani öyle tüyleri siyah falan değil, kaşı, gözü, ağzı. burnu, kulak içleri bile siyah :D Bu sebebtendir ki fotografını çekmek çok zor :D O yukardaki fotografta tek bir makarna görünüryor ama aslında zilli orda duruyo :D O karanlık işte:D Flaşla çektiğim diğer fotoları da eklim madem...







Bizim MuMuk ırkçı çıktı ya, hoşlanmadı bizim zenci


hatundan :( Bakışlara baksana...



Bu arada ufaklığın keyfi pek yerinde... Baya bi mama depoladı bugün, nasıl acıkmışsa yavrum... Uyuyo şimdi MuMukfree zone'da fosur fosur...

Bize bol şans dileyin arkadaşlar ya, umarım 3-5 güne alışır bizim kuduruk da ben de onları oynarken çekip üstlerinden bol bol prim yaparım :P


peace.


nora.