Saturday 29 November 2008


Sigara yasağıyla ilgili en absürd sahnelerden birine şahit olmak istiyorsanız; Ikea evinizin herşeyine bi gidin ve giriş kapısının önünde bir sigara yakın ...
- Hanfendi burda sigara yasaghh....
- Pardon? (hatta hönk?!)
- Sigaranızı... burda... içemezsiniz...
Bir an için, ulan ben dışarda sanıyorum kendimi... yoksa içerde miyim? diye kendinizden şüphe edip, salakça sağınıza solusuna baktıktan sonra...
- Anlamadım, neden?
- Burda yassaghh... Şurda* içebilirsiniz....
*Yazar "şurda" derken bulunduğunuz noktadan 3 adım ilerisini kastediyor.
- Orasıyla burasının farkı nedir?? ya da şöyle sorim... gizli kamera nerde?? almanyadaki akrabalarıma el sallamak istiyorum...
- Burası kapalı alan... Hanfendi... Şu tarafta için... ( zıkkımlanın dese samimiyetine inanıp hanımefendi olduğuma ikna olucam..)
Duman avcılarından birinin serseri bir kurşununa hedef olmaktan korktuğumdan mıdır nedir, geçiyorum öbür tarafa ve ancak o zaman anlıyorum açık/kapalı mantığını (!)... Efendim, benim terbiyesizce sigaramı yaktığımın alanın 5 metre kadar üstünde bir tente uzantısı var... Yarı kapalı (ya da yarı açık- bardağın yarısını dolu görüp içindeki suyu boca etmek isteyenlerdenim-... ) alan sınırları içindeymişim haberim yok...
Ancak unutuyorlar benim de onlar gibi bu memleketin suyunda büyüdüğümü... 3 adım gittiğim öteden, fosur fosur dumanımı 3 adım beriye üflüyorum her seferinde...
Ben gencin akıllı, çevik ve inatçı olanını severim...
Peace.
nora.

Wednesday 26 November 2008

Mr.and Mrs. NoLife



Wrath of the Lich King awaits dediler... biz de ayıp olmasın dedik , üşenmedik, expansion paketin çıktığı gece Etiler D&R 'ın önünde bizim gibi hayatı olmayanlarla buluştuk ^^

Akşam 8 civarı gittik, sıra numaramızı aldık... Her ne kadar erkenden gittiğimizi düşünsek de, 217. sıradaydım =)




Yoldan geçenlerin meraklı bakışları, "pardon kim gelmiş buraya?" soruları... bizim " Serdar Ortaç geldi, imza dağıtıyo!!!" deme isteklerimiz... Arabaların yavaşlayarak aynı soruları sormaları...

Beraber beklediğimiz insanların birbirine Raid anılarını, askerlik anısı gibi usanmadan anlatmaları...

Benim sanki Etiler'e değil de, yokluğa gittiğimizi zannedip, bir Mage sorumluluğuyla termosuma kahvemi doldurup koca çantayla oralara kadar taşıdıktan sonra; D&R'ın 4 bir yanının Starfucks, GloriaCins ve CaféClown la çevrili olduğunu gördüğümdeki dumur halim... (yine de önce benim kahvemi içtik ^^)

Herkesin sıra numarası olmasına rağmen, yurdum gençliğinin kapı önünde oluşturdukları güruh....

Her haliyle tarihi bir andı ve orda olmaya değerdi ^^


*** Dünya tatlısı kankimiz Cokiemonster bu kadar zorlamasaydı bizi, hayatta gecenin köründe gitmezdik oralara :D Kendisine burdan /thank demek istiyorum :D






Bu durumu fırsat bilip kendi reklamını da araya sıkıştıran bi oyun dergisinin polymorph yaptığım sorumlularından biri :P


Conjured Termos Coffee :P


Bahsi geçen güruh ^^

Deniz ve Zan 'ın son ziyaretleri ile ilgili kareleri geç de olsa paylaşalım..... ^^


Yüksek yüksek tepelere ev kurduk....



-----------
Moda'da bol bol tıkınmak suretiyle bir pazar akşamüstüsü keyfisi çıkardık... Zincirleme cisim tamamlaması :S





Saturday 22 November 2008

Taşınabilir Yaratıcılık Arayışı...

Dizüstü bilgisayarım bozuldu... Doğal olarak moralim de... Önemli bir uzvumu kaybetmiş gibiyim... Blogger'ı bi ara kapatmakla sakalımı kesmişlerdi ama şimdi bilgisayarımı bozmakla kolumu kestiler.. :(

Uzun zamandır yapışık yaşadığım bilgisayar denen şeytan icadı bozulunca modum da direk değişti... İçimden bi şeyler üretmek geliyor ^^

İçinde kendimi kaybedebileceğim her türlü renk ve çeşit yünün satıldığı bir pasaj vs. var mıdır canım İstanbul'da? Zannediyorum vardır, ancak nerde ? Bilenlerden yorum bekliyorum...

Emektar masaüstü bilgisayara oturmuşken de bu amacıma yönelik bi şeyler bakındım... Karşıma çıkan görülesi ıvır zıvır fotoları paylaşalım hemen...