Wednesday 25 February 2009

Saturday 21 February 2009

Teneffüs bitti =(

Pazartesi okula dönüş... Ne güzel oturuyoduk evde... Şimdi sabahın köründe İstanbul trafiğine katkıda bulunmanın ne alemi var ki?.. Okul başlamadan ödevler başladı ; yok kitap özeti yok bilmem ne... Teknolojinin zararları başlığı altında hocalarla mail yoluyla iletişim kurabilme konusunu örnek gösteriyorum... Maille ödev bildirimi bi 5-10 sene öncesine kadar kimsenin aklına gelmezdi. Lanet olsun sana bilişim dünyası...

-------------

How I Met Your Mother 5. sezonu bi solukta izledik geçen gün... Resmen kopup bi süre toparlanamadığımız anlar oldu =) Uzun zamandır böyle eğlenerek bişi izlemioduk süper geldi... Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim... Düşük seviye IQ sahipleri için hazırlanmış ve yıllarca devam eden Friends adlı diziyi ciddi anlamda sollayacak bir içeriğe, kurguya ve ekibe sahip HIMYM...





Ve tabiki Barney Stinson'ın hastasıyız ailecek =)


" It's gonna be legend... wait for it... and I hope you're not lactose intolerant because the last part of this word is DARY!"

Gerçek adı Neil Patrick Harris olan aktörün 3 bölümlük "Dr.Horrible's Sing-Along Blog" adlı bir dizisini buldum geçenlerde... tavsiye ederim, pek hoş olmuş o da...

Happy as a Hippo...!

GittiGidiyor'dan sipariş ettiğim emzik kolyem bu sabah geldi :D 2 gün bile sürmedi, şaşırdım valla...
Sabah sabah pek bi mutlu oldm...


Efendim eser sahibi Gökçe Hanım'ım dükkanı --> GGC









Thursday 12 February 2009

Crossin' Stitchin' Oh Yeah

Part-time evhanımlığı yaptığım zamanları değerlendirmek için bir süredir aranıyordum. Fikir bazında bir sürü projeye imza atıp, iş bunları gerçekleştirmeye gelince fıs çıkıyordum (bkz. tipik nora davranışları).


Dün WoW'daki serverlar bakımdayken resmen yapacak hiçbir şey bulamadım. 3 yıldır WoWsuz zaman geçirmediğimden, serverların kapanması sonum oldu. Müzik dinlemek, TV izlemek, internette gezinmek vs. hep oyundayken mola anlarına itinayla denk getirilen ya da oyunla paralel yapılan şeylerdi benim için. Without WoW, i'm useless.


İdi. İlk şoku atlattıktan sonra, düşündüm, oyundan önce nasıl vakit geçiriyordum diye. Aklıma gelen bir sürü ıvır-zıvır arasından kutsal bir ışıltıyla parlayan bir fikir fonda huzur veren bir müzikle canlandı. Ben eskiden örgü örüyordum. [ Örgü örmek? Ölü öldü gibi oldu... örgü yapmak denir sanırım...]



Daldım blog dünyasına tabi hemen. İnsanlar neler yapmış... Nette sörf halindeyken tam da bana göre bir uğraş buldum. Cross Stitch [yani etamin işleme, kanaviçe, çapraz dikiş..vs.] dün sabah hayatımı kurtardı. Bu kez üşenmedim, gittim mahallemin arka sokaklarında bir tuhafiyeci buldum... Adına yakışır, yeterince tuhaf, çember sakallı bir adama hayatımın bu etamin ipliğine bağlı olduğunu, serverlar kapandığından beri sinirlerimin kasnakta gerim gerim gerildiğini, iğneyi kendime çuvaldızı başkasına batırmak istediğimi uygun bi dille anlattım. Sıkıldı. Çok da umrumdaydı, ver malzemelerimi işlicem, pas tutmicam ben.


Günün sonunda zafer sarhoşluğundan mütevellit başdönmesi normalmiş....


Evde atmaya üşendiğim ama hiç de sevmediğim 2 tane kırlent vardı... Karşınızda ilk eserim ;








Ve kahramanımız bir kez daha günü kurtardı....
Uffff daha neler yapıcam var ya :D acaip zevkli bi işmiş bu :D
peace.
nora.

Monday 2 February 2009

hoşgeldin yeeeenim...

Berk geldi.

Öss yolcusu kalmasın.

Seneye temelli gelsin.

Yirim.

Sunday 1 February 2009



Kedi + merak bağlamında buluşalım gel bize...

daha neler... harbiden lan neler???

Elbette buraya yazılacak yığınla şey var şu parlak hayatımda...


Tabii ki her gün ayrı macera; öyle dolu dolu geçiyor ki inanılmaz yoruluyorum...


Yani o kadar çok olay gerçekleşiyor ki, sanırsınız dünya benim için dönüyor...


Buraya yazayım diyorum ama, yazsam hayatım roman olur, ondan korkuyorum. Sonra uğraş dur, telif hakkı falan.


Yahu böyle de çılgın yaşanmaz ki...


Yalan.


Nora cephesinde bi bok yok.


peace.